30 Ekim 2010 Cumartesi

yemek ve insan ilişkileri

özledim...
"Menüyü alabilirim"
iç ses

29 Ekim 2010 Cuma

Haftalık- Appropriation (art), Glenn Brown

"To make something up from scratch is nonsensical. Images are a language. It is impossible to make a painting that is not borrowed- even the images in your dreams refer to reality."Glenn Brown



Şimdi dünyanın en önemli bilim adamları, "Asutay, seni 500 yıl öncesine götürecek bi makineyi denemen için çağırıyoruz, lütfeen gel !" deseler ve 500 yıl öncesine gitsem, o zamanlardaki bilimin gelişmesine bir katkım olur mu, acaba? Ne biliyorsam anlatırım. Kime anlatırım, hangi kuruma at arabasıyla gitmeye çabalarım bilmiyorum ama kızım diye kesin dinlemezler beni. Derlerse "sus kadın" diye; ben de bildiğim şeyleri anlatırım köylü kızlarına hehe. Akışkanlar mekaniği anlatırım, enerji transferini anlatırım. Karbonhidratlar, yağlar, proteinler şöyle; hayvanlar, bitkiler, erkekler böyle derim. Üremeyin derim bi de. Ankara o kadar kalabalıklaştı ki.
Gerçi düşünüyorum da, "hocam, dünya güneş etrafında dönüyor" fikrimle onları aydınlatsam bile, bunu kanıtlayamam. Dünyanın güneş etrafında döndüğünü kanıtlayacak bilgi ve gözleme sahip değilim ne yazık ki. (Cidden biraz düşündüm ama nasıl kanıtlayabileceğim aklıma gelmedi.) Gezegenleri sayarım ama içten dışa. Onlar arasınlar.



Gezegenlerin ortamı

14 Ekim 2010 Perşembe

Erkeksizlik mi daha kötü, kızsızlık mı ?

7 Ekim 2010 Perşembe

"Sanat, şiir ve müzikte örneklendiği gibi tinin özgün, özgür yaratıcılığını yitirdiğimiz ölçüde, bilimsel yaratıcılığımızı da yitireceğiz. Bilim adamlarının kendileri, özellikle fizikçiler, bize bilimin yaratıcılığının insanların özgür, saf bir halde yaratma özgürlüğüyle güvence altında olduğunu söylemekteler. Modern fizikte açıkça görülüyor ki, daha sonraları teknolojik yararlar için değerlendirilen buluşlar, genellikle fizikçinin imgelemini koyverip, yalın bir buluş coşkusu için yaptığı buluşlardır. Ama bu her zaman, daha önceden güzel bir biçimde kurulmuş kuramlarımızın, Einstein'ın görecelik kuramını, Heisenberg'in belirsizlik ilkesini tanıtmalarında olduğu gibi, kökten bir şekilde alaşağı olmalarının riskini de ortaya çıkarır. ...Tinin yaratıcılığı ussal,düzenli toplum ve yaşama tarzımızın yapısını ve önkabullenişlerini tehdit eder ve etmelidir. Bilinçdışı, usdışı itilimler ( yaratıcı edilimler) tam da doğalarından ötürü ussallığımıza yönelik bir tehdit oluşturmak durumundadırlar; o halde yaşadığımız kaygı kaçınılmazdır."
Rollo May - Yaratma Cesareti


Uzun zamandır okuduğum en anlaşılır inceleme kendisi. Aydınlandım bir miktar.
Ders çalışmam da lazım. POF

Haftalık- İlginç Yapıt: Algıda Farklılıklar, Roy Lichetenstein


House, Roy Lichtenstein

30 Eylül 2010 Perşembe

Dersler başladı. Mühendislik triplerinin etrafımda kol gezdiği şu dönemlerde, "şu yaptığın mühendisliğe yakışır mı, Asuşcum?" diye sık sık soruyorum kendime. Sınıfta, mutlu kantinde ve iğrenç gıda tuvaletlerinde sıklıkla yapıyorum bunu. Sonra euehue diye gülüyorum. Cevabım yok sanırım.

Bir insanla ilgili yargımı 5 dakika içinde belirlerim. Bence her insanı, 2 saat içinde çözebilirim. Kendi çapımda sezgilerimle belirlediğim yöntemlerim var. Herkesin vardır heralde.



Herkes yapıyordur böyle çözümlemeler ama biraz zaman harcıyorum galiba. Eskiden çözemediklerim beni tehdit ederdi. Şimdi alakası yok, herkes insan işte.İnsanlar, gayet su doku gibi olabilirler. Sıraya girmemiz gereken yerlerde, önüme atlayan görgüsüz insanlar, kelime avı gibi olabilir ondan sonracığıma. ( İnsanları bulmacaya mı benzetiyorum? )



Şu hayatta en az işime yarayan şeyler de şu yargılar. Hiç hayırlarını görmedim. Gerçi eğleniyorum. Diyorum "şu sülük çocuk bana yapışmasın da kaçayım", "şu kız entelmiş onla gezeyim", "bu bacılar kocalarıyla ne konuşuyorlar acaba, onu anlamaya çalışayım"...vb. İnsanlar hakkında yargıya vardığım konular, empatik düşünce fırtınaları işte.




Duygusal olmak nedir peki (hacı / abi/ olum)? Bir ruh hali mi yoksa bir düşünce tarzı mı? Memnuniyetsizlik, aşırı memnuniyet, güven ne ne? Öğrensem bari.

İnsanın, her durumda kendi için, en rahatı için delicesine can çekişmesi ne kadar ilginç. Bunu fark ettiğimden bu yana her türlü sosyal ve psikolojik olgu için bir reaksiyon mekanizması yazabilirmişim geliyor. Girenler, çıkanlar, reaksiyon hızı sabitleri, değişkenler (ortam sıcaklığı) , katalizörler falan. Yeni bir başlık atıcam reaction kinetics dersimize. Emotional kinetics.




Resimler Barbara Kruger'ın yapıtları. Provokatif buluyorum bir miktar.
.




Sevgi gösterilerine maruz kalmak istiyorum sırf reddedebilme kabiliyetimin mevcudiyetini kontrol etmek adına.