3 Mayıs 2013 Cuma

1 Mayıs

Bu hafta 1 Mayıs kutlamalarına gittim. Arkadaş grubum pek bir meraklı 1 Mayıs'ta gösterilerinde takılmaya. Benim bu konularda çok ateşli olduğum söylenemez. Gözlem yapmaya gittim bile diyebiliriz, davaları destekliyorum bir yandan o ayrı.

Gittiğim iyi olmuş, herkesin kafası bir ayrıydı insanların toplandığı yerde. Biz LGBTT'nin yanında durmayı tercih ettik, şemsiyeleri çok güzeldi, çok beğendim. İnsanlar da çok sevecendi, kızlar birileriyle konuştu hemen.

Öteki Bisiklet gibisinden bir grup vardı. Ütopya diye garip bi grup daha vardı, oraya buraya koşuyorlardı. Gruptan çocuğun tekinin elinde "Dünya İnsanları! Gevşeyin biraz" yazıyordu, çok hoşuma gitti.

Konuşma yapan adam bağırıyordu: Denizler, Hüseyinler, Yusuflar. Nerede Ayşeler, Fatmalar? Şu solcularında seksistlik akan tabirleri yok mu? Ama çoşkulular Allah için. Bir çoskulu olamadım.

Günü bira içerek sonlandırdık. Hava çok güzeldi, garson çocuk çok kibardı. Ne çok insan vardı!

Mutlu olduğumu düşündüm. Bütün gün güneşte kalabilirim, hiç de şikayet etmem. Bir dahaki 1 Mayıs kutlamasında Ankara'da olur muyum acaba?

19 Nisan 2013 Cuma

Alıntı yapmayı çok sevdim çünkü çok kolay.

Yeni bir alıntıyla devam ediyorum.

"A few years ago the council of  Monza, Italy, barred pet owners from keeping goldfish in curved goldfish bowls. The measure's sponsor explained the measure in part by saying that it is cruel to keep a fish in a bowl with curved side because, gazing out, the fish would have a distorted view of reality. But how do we know we have the true, undistorted picture of reality? Might not we ourselves also be inside some goldfish bowl and have our vision distorted by an enormous lens? The goldfish's picture of reality is different from ours, but can we be sure it is less real?"
 The Grand Design, Stephen King

 


31 Mart 2013 Pazar

"Daha fazla iş denedikçe, birtakım ölçütleri listeleleyip o ölçütlere uyan bir iş bulmanın hiç de rasyonel bir yöntem olmadığını daha iyi fark ettim. Mesele biraz gönül işlerine benziyordu. Bir sevgilim yokken, erkek arkadaşımda olması gerektiğini düşündüğüm niteliklere dair kafamda bir liste vardı. Ama listedeki tüm ölüçütleri karşılayan bazı erkekler benim için hiçbir şey ifade etmiyordu. Ve bazen de listemdeki ölçütlerin yarısını bile karşılamayan biriyle karşılaşıp çarpılıyordum. Sanırm iş ararken de aynısı oluyor. Bunu bir sanat yönetmenini seyrederken keşfettim; bir reklam ajasında çalışmak bile ideallerimi karşılamadığında, tamam dedim kendime. Belki de mesele düşünme ve plan yapma meselesi değildi, bir sürü işle flört edip kıvılcım çakana dek bu flörtlere devam etmekti..."

Kendimize Uygun İşi Nasıl Buluruz?
Roman Krznaric