25 Eylül 2010 Cumartesi



Mağazaya girerim. Tamamen içgüdüsel hareketlerle ilerlerim. Kıyafetlere yakınlaşıp, her biri için, first date modunda değerlendirmeler yaparım. Çok konuştu, öf niye böyle bir şey söyledi şimdi, o ayakkabılar olmadı konseptine benzeyen yargılara varıp geniş çapta bir eleme yaparım. Elemeyi yaparken hayal gücümü kullanarak, çeşitli kombinler oluşturmaya çalışırım ki bu işin sanat diyebileceğimiz yaratma kutsallığını barındıran özel anlardır. Abartmıyorum. İşin içine toplumsal, kişisel ve psikolojik unsurun girdiği bir yaratma sürecinden bahsediyorum. Benim için alışveriş yaratıcılığı, kişinin düşünsel anlamda sadece kendi kaynaklarından yararlanır ve günümüzdeki ahlaksal çözülmenin çöküntüsü altında kalmadan yeni bir yaşam kurma düşüncesi desteklidir. Bence bu nedenle önemlidir.
Alışveriş, her bireyin ayaklarının önüne kadar serilmiş yaratma cesaretine sahip olma fırsatı bence. Öyle ki alışveriş yaratma cesaretinin en apaçık ve basit çeşidi olabilir.
Ziyadesiyle çok anlık şeyler bunlar tabi. Alışveriş söz konusu olduğunda emperyalizmi beslemekten rahatsızlık duymuyorum. Emperyalizmin çok ezilenleri olmadığımıza göre yaşayıp gidicez işte. Ben yaratma cesareti falan diyorum , ne emperyalizmi yav.
Neyse ben Kuğulu Park'a çekirdek çitlemeye gidiyorum. Tavsiye edebilirim. Zaten 2 saat falan maksimum sonra Baran'la sıkılıyoruz birbirimizden. Bi zenci kuğular var, beyazlar var. Baran sayısız espri döndürüyor üzerine. Ben de eğlenmesine eğleniyorum epey ama alışveriş yaparken ki kadar değil ehe.

1 yorum: